BİR İKONA NE ZAMAN ‘PUT’ ADDEDİLİR?
Özellikle Tevrat’ta ama ayrıca İncil’de de putlara tapılmasını ve hatta onların üretilmesini bile yasaklayan çok sayıda bölüm olduğu doğrudur. Bu sebeple biz bu yasaklamanın gerçek manasını ve ‘idol’ ve ‘görüntü’ kelimelerinin önemini anlamak için Kutsal Kitap’ta yer alan bölümlerdeki ifadelerin kendine özgü bazı niteliklerini inceleyeceğiz. Modern ikonalastlarca ısrarla yanlış değerlendirilen belli bir bölüm,
Yeşeya 40:18-20 dir : 18 Öyleyse Tanrı'yı kime benzeteceksiniz? Neyle karşılaştıracaksınız O'nu? 19 Putu döküm işçisi yapar, Kuyumcu altınla kaplar, Gümüş zincirler döker. 20 Böyle bir sunuya gücü yetmeyen yoksul kişi çürümez bir ağaç parçası seçer. Yerinden kımıldamaz bir put yapsın diye usta bir işçi arar.
Biz bu bölümde şunu görmekteyiz. ’Benzerlik’ kelimesi ‘görüntü’ kelimesi ile aynı anlamda kullanılmıştır. Ancak,burada şunu vurgulamalıyız ki yukarıdaki satırlar yaradılanların benzerlerinin yapılmasına değil Tanrı’nın benzerlerinin yapılmasına karşıdır.
Ortodoks Kilisesi de bu pasajlar ile tam bir uyum içinde, Tanrı’yı temsilen herhangi bir şeyin yapımını yasaklamaktadır. Bu sebeptendir ki, Ortodoks ikonaları sadece azizleri ve Mesih İsa’yı insan özellikleriyle tasvir etmektedir. Sözde, Allah’ı resmeden ikonalar kilise tarafından ‘PUT’ olarak kabul edilmektedir.
Bu putları yasaklayan, Kutsal Kitabın tüm pasajlarına hakim olan gerçek anlamdır. Bu görüntüler yaratılmamış ve görünmeyen Tanrı’yı betimlemedikçe ve bunu müteakiben Tanrı gibi kutsal sayılmadıkça yaratılanların resimlerinin üretimi ve bunlara büyük bir hürmet gösterilmesi yasaklanmamıştır. Bu tür resimler sadece o zaman put olarak düşünülebilirler.
Gelin birkaç bölüme daha göz atalım: Yeşeya 44:9-20
9 Putlara biçim verenlerin hepsi boş insanlardır. Değer verdikleri nesneler hiçbir işe yaramaz. Putların tanıkları onlardır; Ne bir şey görür ne de bir şey bilirler. Bunun sonucunda utanç içinde kalacaklar. 10 Kim yararsız ilaha biçim vermek, Dökme put yapmak ister? 11 Bakın, bu putlarla uğraşanların hepsi utanacak. Öte yanı, onları yapanlar salt insan. Hepsi toplanıp yargılanmaya gelsin. Dehşete düşecek, utanacaklar birlikte. 12 Demirci aletini alır, Kömür ateşinde çalışır, Çekiçle demire biçim verir. Güçlü koluyla onu işler. Acıkır, güçsüz kalır, su içmeyince tükenir. 13 Marangoz iple ölçü alır, Tahtayı tebeşirle çizer. Raspayla tahtayı biçimlendi9 rir, Pergelle işaretler, adam biçimi verir. İnsan güzelliğinde, insan yapısında evde duracak bir put yapar. 14 İnsan kendisi için sedir ağaçları keser, Palamut, meşe ağaçları alır. Ormanda kendine bir ağaç seçer. Bir çam diker, ama ağacı büyüten yağmurdur. 15 Sonra ağaç odun olarak kullanılır. İnsan aldığı odunla hem ısınır, Hem tutuşturup ekmek pişirir, Hem de bir ilah yapıp tapınır. Yaptığı putun önünde yere kapanır. 16 Odunun bir kısmını yakar, Ateşinde et kızartıp karnını doyurur.Isınınca bir oh çeker, "Isındım, ateşin sıcaklığını duyuyorum" der. 17 Arta kalan odundan kendine bir ilah, Bir oyma put yapar; Önünde yere kapanıp ona tapınır, "Beni kurtar, çünkü ilahım sensin" diye yakarır. 18 Böyleleri anlamaz, bilmez. Çünkü gözleri de zihinleri de öylesine kapalı ki, görmez, anlamazlar. 19 Durup düşünmez, bilmez, Anlamazlar ki şöyle desinler: "Odunun bir kısmını yakıp ateşinde ekmek pişirdim, et kızartıp yedim. Arta kalanından iğrenç bir şey mi yapayım? Bir odun parçasının önünde yere mi kapanayım?" 20 Külle besleniyorlar. Aldanan yürekleri onları saptırıyor. Canlarını kurtaramaz, "Sağ elimdeki şu nesne aldatıcı değil mi?" diyemezler.
Burada yine ,Kutsal Kitabın tüm ilgili bölümlerinde olduğu gibi azizlerin değil, Tanrı’nın resmedilmesinden bahsedilmektedir. Hiç kimse Ortodoks Kilisesine Azizler sanki Tanrı imiş gibi onlara tapıyor şeklinde bir suçlama yöneltemez. Azizlere tapılmamaktadır. Tanrı tarafından seçilmiş insanlar oldukları için onlara sadece hürmet gösterilmektedir. Sonuç olarak, Eski Ahit’ten aldığımız bu pasajlar Tanrı şekilleri üreten ve ürettikleri bu şekillere tapanlarla ilgilidir. Bu yüzden bir put sadece Allah’ın betimlemesi olduğu için kilisenin açıkça putlara tapıyor olduğu iddiası tam bir yalan ve haksız bir suçlamadır. Dahası bu suçlayan kişiler en nihayetinde Tanrı’nın Kilisesine karşı gösterdikleri güvensizliğin hesabını vereceklerdir.
10 EMİR VE AZİZLERİN BETİMLEMELERİ
İkonalara karşı olanlar tarafından kullanılan ve yine yanlış değerlendirilen diğer bir pasaja bakalım: Mésér’dan çékéş 20:4 , 10 Buyruk’tan biridir. "Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.” İkonaları inkar edenler şöyle diyor : ‘İşte bu resmetmeyi hatta yaradılanların bile resmedilmesini yasaklayan bir bölümdür.’ Bizim buna cevabımız aşağıdaki gibidir. Bu pasaj bile yaradılanların tanrılar olarak betimlenmesinden sözetmektedir. Yasa’nén Tekraré’ndan (4: 12-19) bunun doğruluğunu kanıtlayabiliriz: “12 RAB size ateşin içinden seslendi. Siz konuşulanı duydunuz, ama konuşanı görmediniz. Yalnız bir ses duydunuz. 13 RAB uymanızı buyurduğu antlaşmayı, yani On Buyruğu size açıkladı. Onları iki taş levha üstüne yazdı. 14 Mülk edinmek için gideceğiniz ülkede uymanız gereken kuralları, ilkeleri size öğretmemi buyurdu." 15 "RAB Horev'de ateşin içinden size seslendiği gün hiçbir suret görmediniz. Bu nedenle kendinize çok dikkat edin. 16-18 Öyle ki, kendiniz için erkek ya da kadın, yerde yaşayan hayvan ya da gökte uçan kuş, küçük kara hayvanı ya da aşağıda suda yaşayan balık suretinde, heykel biçiminde put yaparak yoldan sapmayasınız. 19 Gözlerinizi göklere kaldırıp güneşi, ayı, yıldızları - bütün gök cisimlerini - görünce sakın aldanmayın; eğilip onlara tapmayın. Tanrınız RAB bunları göğün altındaki bütün halklara pay olarak vermiştir.” Burada ‘Tanrı’nın benzerleri’ olarak neyin betimlemesinin yasaklandığını analiz yoluyla görmekteyiz. Burada ayrıca Tanrı’nın resmedilmesinin yasaklanmasının sebebinin O’nun hiçbir benzerinin olmayışı’ olduğunu da görmekteyiz.
Şimdi soru sorma sırası bizde : Nasıl oluyor da Süleyman’ın tapınağında öküzlerin benzerleri vardı? Nasıl oluyor da Antlaşma Sandéğının üzerinde meleklerin benzerleri vardı? Taşınabilen tapınağın inziva yerinin iç kısmında nasıl meleklerin benzerleri vardı? (Ìésér’dan Çékéş,25:18 ve 36: 35 ve 2 Tarihler 4:3-4) Bu yüzden çağdaş ikona düşmanlarını sadece azizlerin benzerlerinin rahatsız ettiğini kabul edebilir miyiz?
MESİH İSA’NIN PORTRESİ
Şimdi başka bir şeye bakalım: Bugün, yıllar sonra, artık Musevilik konularının (Tevrat’ın) idaresinde olmayan biz Hristiyanlar Tanrı’yı resmetme hakkına sahip miyiz? Daha önce de belirttiğimiz gibi, 10 Buyruk’un bildirildiği zamanda Tanrı hiçbir benzerini göndermemişti. Bununla birlikte, Koloseliler 1:15 Görünmez Tanrı'nın görüntüsü, bütün yaratılışın ilk doğanı O'dur ve ayrıca Yuhanna 14:9 İsa, «Filipus » dedi, «bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl, `Bize Baba'yı göster' diyorsun?» diyen pasajlarda belirtildiği gibi, Tanrı zamanı geldiğinde görüntüsünü bize Mesih İsa’nın şahsında göstermiştir. Bu yüzden, bugün Tanrı’yı Mesih İsa olarak görebilir ve bu nedenle resmedebiliriz; Tanrı’yı ilahi özelliğiyle değil insan özelliğiyle betimleriz, çünkü ‘’ O’nun Tanrısallığını hiçbir zaman gözümüzle görmedik.’
TANRI’NIN PORTRELERİ
Tanrı’nın kutsallıkla, teşvik edilmiş kilisesinin bize Tanrı’yı resmetmeye izin verdiği diğer örnekler, üç tane meleğimsi habercinin Tanrı’nın görüntüsü olarak değil, Kutsal Üçlü’nün sembolü olarak resmedildiği ‘İbrahim’in Konukseverliği’ ikonası ve ayrıca Kutsal Ruh’un bir güvercin görünümünde Gökyûzûnden inişinin betimlendiği İsa’nın vaftizi ikonasıdır. Ve tabiî ki bu Kutsal Ruh’un gerçek bir kuş şekline sahip olduğu anlamına gelmez, Kutsal
Ruh sadece o görüntüye bürünmüştür. Bu ikonaların ikisinde de, biz insanlar olarak sadece görebildiğimizi resmetmekteyiz. Tanré’nın görünmeyen ve tanımlanmayan özelliklerini betimleme iddiasında değiliz. Bu noktada okuyucu büyük olasılıkla Ortodoks Kiliselerinde neden Kutsal Üçlü İkonası olduğunu merak edecektir. Bu ikonanın varolması mevcudiyetinden ve kökeninin Katolik oluşundan dolayı okuyucu ile maalesef aynı fikirde olmak zorundayız. Yedinci Hristiyan Birlikçi Konseyi (Kilise Meclisi) bunu yasaklamış bulunmaktadır. Sonradan bu ikonaya izin veren kilise sorumluları ise çok büyük bir sorumluluk taşımaktadır, çünkü onlar putperestçe bir davranışa yol açmışlardır. (Bkz. 7. Hristiyan Birlikçi Kilise Meclisi’nin eylemleri/kararları) Ancak bu, kilisenin tüm gruplarının suçlanması gerektiği anlamına gelmez; suçlanması gereken, sadece dine saygı göstermeyen veya ihmalden dolayı dinin esasları konusunda bilgisiz olan, bu kiliselerden sorumlu tutulan bazı kişilerdir. Kendi dinlerinin detaylarını öğrenme zahmetinde bulunmadıkları ve bir Ortodoks gibi davrandıklarını sanarak aslında Katolikler gibi hareket ettikleri için bu ikonları kutsal kabul edenler de suçlanmalıdır. Sözkonusu ikona bir put olmasının dışında ayrıca Kutsal Üçlü’nün kişilerinin betimlenmesinde sapkın bir dinsel inanç yansıtmaktadır ki, bu keyfiyet birçok yönden bizim inceleme konumuzun dışında kalmaktadır. (Bkz. “Yasaklanmış Tasvirler” George E.Gavriil)
BİR İNSANA HÜRMET ETMEK
Kilisenin suçlandığı diğer bir konu : bizim açıkça bir tahta parçasına tapıyor olduğumuz iddiasıdır. Bu tamamen yanlıştır! Gerçekte saygı duyulan resmedilen kişidir, tahta değildir, tıpkı tanıdığımızın fotoğrafında kağıdı değil kağıt üzerinde resmi olan insanı seviyor oluşumuz gibi. Birisi “Ama öyleyse, bazı ikonlar mucizevi de diğerleri niçin değil?” diye sorabilir. Bu durumda ikonanén tahta malzemesi hiçbir rol oynamaz sadece Tanrı’nın iradesi sözkusudur. Belli bir ikonayı ne amaçla seçtiğini sadece O bilir. Bu resim yapan sanatçının dindarlığı sebebiyle, ikonanın durduğu özel yer dolayısıyla; sadece O’nun bildiği pek çok başka nedenlerden olabilir. Ayrıca Kutsal İncil’den söz edecek olursak bütün İsrail Havuzları, Bethasda Havuzu gibi mucizevi değildir. (Yuhanna 5.2-4) Öyleyse bunca yüzyıl sonra azizlerin özelliklerinin nasıl olduğunu nasıl bilebiliriz? Bütün Hristiyan nesilleri çağdaş azizlerinin özelliklerinin korunmasını güvence altına almaya çalışmıştır. Ama Onların görüntülerinin korunamadığı durumlarda bile biz onları İsa’nın görüntüsüne benzetmeye çalışırız. Önemli olan azizdir, onun tam portresi değil. Bu, bazı azizlerin değişen görüntülerini inceleme nedenlerimizdendir. Artık azizlerin dünyada yaşadıkları zamanlardaki gibi görünmediklerini belirtmeye gerek bile yok. Bu sebeptendir ki, resmedilen kişinin özelliklerinin azizin özelliklerinin tam bir benzeri değil sadece azizin belli bazı özelliklerinin betimlendiği, zengin sembollü Bizans İkonografisi tercih edilmektedir.