Elçi Pavlus Efeslilere Isus Mesih’in yeryűzűne
getirdiği Műjde hakkénda yazarak onlara her an
şarké ve ilahi söyleyip Rab’be teşekkűr
etmelerini öneriyor.
Elçi Pavlus bu mektubu Roma’dan, tutuklu olduğu
hapishanenin içinden, yanénda
bir gardiyan varken yazméş.
Yeruşalim’de tutuklanép
2 yél
boyunca Filistin Bölgesi’nin Sezariye kentinin
hapishanesinde kalméşté.
Oradan, ölűm idamé
alméş
mahkűmlerle birlikte Hristiyanlara zűlmeden
Neron taraféndan
yargılanmak amacéyla
Roma’ya gönderildi.
Gemi, hedeflenen yere varmadan önce karaya
oturdu; Pavlus ise binbir tehlike atlatarak
Roma’ya vardé
ve hapse atéldé!
Hűrriyetini kaybedip hapiste acé
çekiyordu. Ama bu zor şartlar alténda
sanki hiçbir şey olmaméş
gibi sevincini kaybetmiyor! Kendi sevincini ve
Tanré’ya
şűkűrlerini Efeslilere de aktarmaya çaléşéyor:
Onlara şöyle yazéyor:
“Bizi Mesih'te her ruhsal kutsamayla göksel
yerlerde kutsamış olan Rabbimiz İsus Mesih'in
Babası Tanrı'ya övgüler olsun. O, kendi önünde,
sevgide kutsal ve kusursuz olmamız için dünyanın
kuruluşundan önce bizi Mesih'te seçti. Kendi
isteği ve iyi amacı uyarınca, İsus Mesih
aracılığıyla kendisine oğullar olalım diye bizi
önceden belirledi. Öyle ki, sevgili Oğlunda bize
bağışladığı yüce lütfu övülsün.(Ef.1:3-6)
Devaménda
Mesih’e inadéktan
sonra Kutsal Vaftiz aracéléğéyla
kurtuluşu kabul edenlere ve O’nun göksel Kralléğénén
mirasçélaré
olanlara verilen bağéşlaré
anlatéyor.
Ayné
zamanda Isus Mesih taraféndan
yeryűzűne getirilen sevindirici baréş
mesajé
nedeniyle onlara her an ve her şey için Rab’be
şűkretmelerini yazéyor.
Bizi şaşértan
şu: Mesih’in tutuklanmış bűyűk havarisi,
mektubunun hiçbir noktasénda
yaşadéğé
zűlűmler hakkında; Tanré’nén
armağané
olan hűrriyenini kaybetmesi nedeniyle ne kadar
çok acé
çektiği ile ilgili bir kelime bile yazméyor.
Hűr olup dűnyanén
her köşesinde turlaréna
devam etmeyi tabii ki istiyordu. Ama ne
yapabilirdi ki? Misyonerlik yapma tarzéné
da yaşadéğé
şartlara uyguluyor. Efes ve diğer yerleri
ziyaret edemeyip onlara vaaz veremiyor mu?
Onlara 5 mektup yazép
ders veriyor.Bu mektuplara “esirlik mektuplaré”
dendi çűnkű elçi Pavlus bu mektuplaré
hapiste iken yazdé.
Roma’da ona déşaré
çékma
ve Mesih hakkénda
konuşma yasağé
mé
verdiler? Imanlélaré
cezaevine çağérép
onlara katekűmen dersleri veriyordu, hatta ders
vermenin sonucu çok parlak oldu; askeri
konseydekiler bile Hristiyan oluyorlardı!
Geçişi ile Antalya’yé
da kutsaméş
olan, Tanré’dan
donanméş
Elçi Pavlus hayatémézdaki
herhangi bir değişikliği esenlik, Mesih’e
yönelme ve Kutsal Ruh’un aydénlatmaséyla
atlatmaméza
örnek oluyor.
Imanlélar
yakénmak,
şikayet etmek, hűzne kapélmak,
hayal kérékléğéna
uğramak gibi hislere yűreklerinde yer vermemeli.
Peki bu nasél
olacak? Rab, «İnsanlar için imkânsız olan, Tanrı
için mümkündür» diyor. (Luk.18:27)
Ayréca
Elçi
Pavlus
bűtűn
zorluklara
esenlikle
karşé
durmanén
gűç
kaynağénén
sérréné
açéyor
bize: “Beni
güçlendirenin
aracılığıyla
her şeyi
yapabilirim” (Fil.4:13)
diyor.
Sanki
bize “Kendim
hiç
bir şey
beceremem
ama
her şeye
gücü
yeten
Rab
Mesih
ve
Tanré’nén
gűcűyle,
her şeyi
yapabilirim”
diyor.
Bu sadece Elçi Pavlus için geçerli değil.
Milyonlarca iman şehitlerini dűşűnelim. Onlar, o
korkunç işkencelerin karşésénda
esenlik, cesaret ve coşkuyla doluyorlardé.
Sadece ruhaniler ve piskoposlar değil aralarénda
genç çocuklar bile vardé. Orneğin buralara yakén
olan Pisidia’nén Antiohia (Yalvaç) şehrinde
işkence görműş genç kéz Azize Marina gibi.
Işkenceciler gűndűz onun vűcűdunu yértép
parçaléyordu, vücudunun her yeri kan akan yara
oluyordu, gece hapiste Marina’yé Rab ziyaret
ediyor, iyileştirip kendisine gűç veriyordu.
Bizi şaşértan
başka bir nokta daha var: Elçi Pavlus
putperestleri gűzel laflar ve vaatlerle Mesih’e
çekmeyi denemedi.
“Kilise űyesi olursanéz herşey hayaténézda
iyiden iyiye gidecek” demiyor. -Ne yazék ki
gűnűműzűn bazé misyonerleri bile bu iddiada.
Elçi Pavlus Hristiyan yaşaménén ilk adémlarénda
bile yaşanacak zorluklar ve sékéntélar hakkénda
imanlélaré önceden hazérléyordu. «Tanrı'nın
Egemenliğine, birçok sıkıntıdan geçerek girmemiz
gerek» diyordu. (El.Iş. 14:22)
Böylece kendi hayatlarénda yaşayacaklaré
tatsézléklar hakkénda şaşérép kalmasénlar diye
Pavlus, Hristiyanlaré önceden uyaréyordu. Ancak
Tanré’dan ilham alméş Elçi sékéntélardan
faydalanma konusunda da bize yardémcé oluyor.
Mesih bizi okadar çok sevdi ki bizim
kurtuluşumuz için çarméha gerildi. O’na
gűvenirsek sékéntélaréméz bize sabér ekler. Çok
bűyűk bir erdem olan sabér ise műkemmeliği,
űmidi ve Mesih’e mutlak gűveni kazandérér.
(Rom.5:2-5)
Ĺlçi
Pavlus
Tanrı’nén
herkesin
gűcűnű
bildiğini
vurguluyor. “..gücünüzü
aşan
biçimde
denenmenize
izin
vermez.
Dayanabilmeniz
için
denemeyle
birlikte çıkış
yolunu
da
sağlayacaktır.”
diyor. (1.Kor.10:13)
Onun için de “Her yönden sıkıştırılmışız, ama
ezilmiş değiliz” diyor. (2.Kor.4:8)
“Yalnız bu kadarla değil, sıkıntılarla bile
övünürüz” diyor. (Rom.5:3)
Elçi Pavlus’u sékéntélara
karşé
dev gibi gűçlű yapan şeyin ne olduğunu anlamak
için Korintlilere yazdéğé
mektubu okuyalém.(2.Kor.
4:17-19)
“Hafif
ve geçici sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir
şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz
bir yücelik kazandırmaktadır. Gözlerimizi
görünen şeylere değil, görünmeyenlere
çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir,
görünmeyenler ise sonsuza dek kalıcıdır.”
Aklémézda
şu da olmalé:
“…bu anın acıları, gözümüzün önüne serilecek
olan yücelikle karşılaştırılmaya değmez”.
(Rom.8:18) Bu yűceliği dűşűnerek aziz şehitler
de aslanlarén
ve kaplanlarén
önűne, kézgén
kazanların ve buzlu göllerin içine atélmaktan
korkmadélar.
Sivas’taki 40 şehit birbirine destek olmaya çaléşérken
“kéş
şiddetli ama Cennet çok tatlé”
diyerek műcadeleye devam ettiler.
Ne zaman
sékéntélar
kapémézé
çaléyor
olsa da Elçi Pavlus’u örnek alalém.
Onun öğretilerinden destek alıp faydalanméş
olalém.
Pisidia Mitropoliti Sotirios Trampas’én
vaazéndan
Antalya Kasém
2011