Mektup 7, 14 Ağustos 1945
Mesih bizimledir !
Güzel mektubunu aldım ve sevgiyle okudum.
Ruhsal yaşama özlem duyman iyidir ama Ruhu
söndürmemeye gayret et. Dünyada yaşayanlar için
ruhsal yaşam geliştirmek daha zor olmakla
beraber, Rab gayret gösterenlere yardım eder.
Durumumuzun garipliği Aziz Yuhanna Klimakos’u da
şaşırtıyor : « Erdemle yaşamak için, herşeye
kadir Tanrı, melekler ve azizler bize yardımcı
iken; buna karşın bizi günaha sevkedecek İblis
tek başına iken; nasıl oluyor da erdemli olmak
yerine kendimizi kolayca ihtiraslara ve
günahlara kaptırabiliyoruz ? » Aziz bu sorunun
yanıtını bize vermiyor. İki şey düşünebiliriz.
Bir yandan bizim, itaatsizliğimiz ve içinde
yaşadığımız dünyanın bitmez tükenmez ve
şaşırtıcı baştançıkarıcılıklarıyla bozulmuş
doğamız bu duruma yol açabilir. Diğer yandan da
Rab, bizim egemen özgürlüğümüze müdahale etmek
istemiyor olabilir. Tüm gücümüzle erdeme
yönelmeliyiz ; ama ne var ki erdemde sebatkâr
olabilmemiz bize değil Rabb’e bağlıdır. Rab
bizi çilekârlığımızla değil,
alçakgönüllülüğümüzle erdemde tutar. Aziz
Yuhanna Klimakos şöyle diyor : « Bir yerde
düşmüşsek eğer, öncesinde kibir vardır. »
Yine de Rab, derin bağışlayıcılığla, zayıf olan
bizlere pişman olma yetisini vermiştir zira
doğamız günaha yatkındır. Bizzat kendi
tecrübeleriyle, doğamızın inceliklerini enine
boyuna incelemiş olan Aziz Babalar, yazılarında
günahla mücadelenin yollarını ayrıntılı olarak
gösteriyor ve bizi teselli ediyorlar. Madem ki
şimdi bu göze görünmez mücadelenin içindesin ona
daha çok danış !
Nasıl dua edeceğine gelince, karar verecek olan
sensin. Benim sana telkifim : ettiğin dua
havada kalmasın, sırf bir kuralı yerine getirmek
için olmasın. Duada dikkatli olmaya gayret
et ! Kuralın kölesi olma ; duayı kısa tutmak,
aceleyle dua etmekten daha iyi değil midir ? Bu
görüş benim değil, Suriyeli Aziz İzak’ın. ‘Görünmeyen
Mücadele’de de bundan söz edilir ama hangi
bölümde olduğunu hatırlamıyorum.
Duada liyakatsiz yoldaşın.
Mektup 10, 10 Temmuz 1946
Mesih bizimledir !
Ruhsal bir hayat sürmeni ve Tanrı sevgisiyle ve
kendi kurtuluşun için, vicdanını rahatsız eden
ne varsa dile getirmeni diliyorum. «Ayakta
durduğunu sanan dikkat etsin, düşmesin » diyor
Havâri (1.Korint., 10 : 12). Tanrı’nın lûtfu
olmazsa tüm önlemlerimiz parça parça dökülür
zira, sana daha önce de söyledim : erdemlerde
sebatkâr olmaya bizim gücümüz yetmez. Erdemlere
yönelmeli ve bunun için kendimizi zorlamalıyız,
bizim özgürlüğümüz bundan ibarettir.
Şimdi iç yaşam hakkında bazı temellere sahipsin
ve belli bir tecrübe edindin. Gücüne ve
ayırabileceğin zamana göre, kendini içinden dua
etmeye daha çok zorla. Kendini ölümün anısına
da alıştır ve bunu sana lûtfetmesi için Tanrı’ya
yalvar. Dünya yaşamımızın ne kadar istikrarsız,
değişken ve geçici olduğunu gör ; yaşam,
dikkatli olmayanın aklını çeler. İç huzura
kavuşmak için tek bir yol vardır : sürekli
dua ! Can sıkıntın ve kederin geçecektir ;
sabırlı ol ve cesaretini kaybetme ! Rab
yardımcın olsun ve seni korusun !
Bizim düşünce tarzımızın yabancısı olanların
sözüne inanmak iyi olmaz. İnsan insandır :
bazen pireyi deve yapar ve sadece zaafları
görür. Bu gibiler hücrede akıtılmış gizli
gözyaşlarını bilemezler, münzevî keşişin iç
dünyasına da nüfuz edemezler. Ruhsal ilerleyiş
dereceleri çeşitlidir. Maneviyat sahibi bir
kişiyi sadece maneviyat sahibi bir diğeri
anlar. Herkese iyi, kendine ise herkesten kötü
gözle bakmak kadar yararlı bir şey yoktur. Sana
daha önce de söylediğim gibi, sadece kendine
dikkat et : herkesten beter olduğunu göreceksin.
Liyakatsiz dualarımda her zaman sizi
anımsıyorum. Rabb’in merhameti sizinle,
imanınıza göre olsun !
Mektup 13, 6 Aralık 1946
Bütün sorularına karşılıklı konuşarak cevap
vermek isterdim, her şeyi yazıyla ifade etmek
mümkün değil. Şu doğru olsa gerek : kendimize
dikkat edecek olursak, diğerleri gözümüze hoş
görünür ; gerçekten de sağlıklı göz herkese
doğru bakar, kem göz ise herkesi yamuk görür.
Aziz Kasianus’un kitabını buldun demek ! Ara
sıra oku ! Gerçi keşişler için yazmıştır ama
manastır dışında yaşayanlara da hitap eder. Bu
kitaptan özenle seçilmiş bölümler
‘Filokalia’, cilt II’de de yer almaktadır.
Madem ki “Azizlerin Yaşamları”nı seviyorsun,
onları da oku ! Burada, her gün yemekhanede
okuyoruz, çok kişinin gözlerinin yaşardığını
gördüm.
Demek ki ziyaretler ve sohbetler sonrasında
kedere kapıldığını görüyorsun ; öyleyse, imkân
nispetinde kaçın bunlardan. Birkaç kişi bundan
memnun kalmasa da önemi yok. Dert edinme !
Karanlıktan mı korkuyorsun ? Ben de ! Bu bize
ne kadar zayıf ve Tanrı’nın İnayetine imansız
olduğumuzu gösteriyor. Rahibeler manastırından
yaya dönerken, yolun beş kilometresi ormandan
geçiyordu ; bir yerde o kadar korktum ki
tüylerim diken diken oldu, kulaklarım titremeye
başladı. Arkamdan gelen birisi var sanıyordum.
Döndüm, istavroz çıkardım ve yoluma devam
ettim. Kutsal Yazı şöyle diyor : «
Gerçekten korku usun sunduğu destekleri
bırakmaktan başka bir şey değildir.
» (Bilgelik 17:11)
Sıkıntına gelince.., Aziz Pederler « Sıkıntıyla
yapılan daima şeytanlardan gelir » demişlerdir.
Haç’ın ve Validetullah’ın önünde secde et,
yeter. Selâmette ol ! Aziz Barsanufius ‘da
430. soruyu ve cevabını oku, 433’ü de... kendini
de çevreni de daha berrak görürsün. Tüm dua
kuralını yerine getiremedim diye kendini
sıkıntıya sokma, bir kuralın da kölesi olma !
Vergi memurunun duasına sâdık kal : « Ey
Tanrı[m], ben günahkâra merhamet eyle ! » ve
Tanrı’yı hatırla. Böylesi bütün dua kurallarına
bedeldir. Aziz İzak’ın kitabının
136. sayfasında yazanı oku ‘Görünmeyen
Mücadele’nin ikinci kısmının 20. bölümünü de
oku. Gözlerin yaşarırsa, kuruyuncaya kadar
bekle. Gözyaşı her zaman yararlıdır ama
endişeye kapılma. Şunu da bil ki dikkatsizce
edilen dua hiçbir zaman gözyaşı getirmez.
Yatağa girdiğinde, aklında Tanrı düşüncesi ve
Kutsal Yazıların, özellikle de İncil’in anıları
olsun. Bırak, gözyaşların serbestçe aksın.
Günah çıkarırken gözyaşı dökmeye çalışma,
vicdanını ne rahatsız ediyorsa onu söyle,
fazlasını değil. Belli ki X. Güç bir dönemden
geçiyor şu sıralarda ; ona kızmak değil, onun
için dua etmek gerekir. Ona pek fazla dikkat
etmemekle, işine karışmamakla iyi ediyorsun.
Rab sizlere sağduyu ve barış lûtfeylesin.