Bizim ilacımız, Rabbin çektiği acılardır. İşte, Peygamber şöyle seslendiği zaman bize bunu öğretmektedir: "O’nun taşıdığı bizim günahlarımızdır ve O, bizim için acı çekiyor; biz ise O’nun cezalandırılmış, dövülmüş, kötü muamele görmüş olduğunu düşünüyorduk. O, bizim günahlarımız sebebiyle yaralandı, bizim haksızlığımız sebebiyle ezildi; bize barışı sağlayan ceza O’nun üzerine isabet etti; biz O’nun yaraları sayesinde iyileşmiş bulunuyoruz. Hepimiz koyunlar gibi başı boş dolaşıyorduk; bu nedenledir ki O, bir koyun gibi mezbahaya, dilsiz bir kuzu gibi kırpıcının önüne götürüldü."Koyunlarının dağılmış olduğunu gören çoban, yanına bir koyun alıp onu kendi seçtiği bir otlağa götürürken, bu koyunun ardından diğer koyunları da kendine çeker. Aynı şekilde, Kelam Allah, insan soyunun yolunu şaşırmış olduğunu görünce, bir hizmetkar şekline girmiş, bu şekille birleşmiş ve onun sayesinde bütün beşeri tabiatı kendisine doğru döndürmüştür. Bu şekilde, kötü çobanların elindekileri ve kurtlara yiyecek olacakları ilahi otlağa götürmüştür.
Bu nedenledir ki Kurtarıcımız bizim tabiatımızı almıştır. Bu nedenledir ki Rab Mesih, bize selamet getiren acıları çekmeyi kabul etmiştir. Ölüme götürülüp mezara konulduğunda, atalardan kalma zulmü yıkmış ve çürümeye mahkum insanlara çürümezliği armağan etmiştir. Çünkü, yıkılmış olan Tapınağı yeniden inşa ederek ve ayağa kaldırarak, O’nun dirilişini beklemekte olan ölülere gerçek ve sağlam vaatler sunmuştur.
Sizden aldığım tabiat, diyor O, içinde uluhiyeti barındırıyor olması ve onunla birleşik bulunması nedeniyle, dirilişi elde etmiş ve acılarla birlikte çürürlüğü bir yana bırakarak, çürümezliğe ve ölümsüzlüğe erişmiştir. Bu şekilde sizler de ölümün katı esaretinden kurtulmuş ve acılarla birlikte çürürlüğü üzerinizden atıp acıya duyarsızlığı kuşanmış olacaksınız.
Bu nedenle, Havarileri aracılığı ile bütün insanlara, vaftiz armağanını iletti. Haydi gidin, dedi onlara, bütün uluslardan öğrenciler edinin, onları Peder’in, ve Oğul’un ve Kutsal Ruh’un adına vaftiz edin. Vaftiz, Rab’ bin ölümünün bir akışı ve bir imajı gibidir. Çünkü, diyor Aziz Pavlus, eğer bizler, O’nunkine benzeyen bir ölümle şimdiden Oğul’la komünyon içinde olursak, dirilişle de öyle olacağız.