Çok kıyım olduğu zaman çok şehit olur.
Sen her gün İsa’ya tanıklık edersin. İffetsizlik deneyinden geçersin, ancak seni bekleyen yargıdan korktuğun için, ruhunun ve bedeninin iffetine leke sürmemen gerektiğine inanırsın. İşte o anda İsa’nın tanığı olursun. Bir yoksulun malını ele geçirmene ya da korumasız bir dulun haklarını çiğneme nedeni olacak haksız kazanç deneyinden geçersin. Ancak tanrısal öğretileri göz önünde tuttuğunda, haksızlık yapmaktansa çaresizin yardımına koşmanın daha iyi olduğunu anlarsın. O anda İsa’nın tanığısın.
Gerçekten de İsa, Kutsal Kitap’ta yer alan "Rab şöyle der Yetime karşı adil davranın, dulu koruyun, gelin tartışalım" sözü gereğince bu tür tanıklar ister. Gurur deneyinden geçersin, ancak yoksulu, çaresizi görünce sevgi dolu bir acıma duygusuna kapılırsın, alçakgönüllü olmayı böbürlenmeye yeğlersin: İsa’nın tanığısın. Daha da ötesi: sadece sözle değil, eylemle tanıklık edersin. En güvenilir tanık kimdir? Rab İsa’nın bedenen aramıza geldiğini itiraf eden ve İncil’in buyruklarını uygulayan kişi. Çünkü dinleyip de eyleme geçmeyen İsa’yı yadsır. Onu eylemlerle yadsıdıktan sonra sözle övme boşunadır. Birçok insan, "Rabbim, biz senin adına peygamberlik etmedik mi? Şeytanları kovmadık mı? Mucizeler yapmadık mı?" diye sorarlar. Yargı günü İsa onlara şu yanıtı verecektir: "Benden uzak durun kötülük yapan sizler, Her kim ki, yaptığı işlerin güvencesi ile İsa Mesih’in buyruklarına tanıklık eder, tanık odur.
İsa’ya inancını itiraf eden bu gizli İsa tanıklarının her geçen gün sayısı nedir? Havari bu tanıklığı, İsa’ya verilen bu iman şahadetinin bilincinde olduğu için şöyle der: "Gururumuzun nedeni vicdanımızın tanıklığı budur. İmanını dışta beyan edip de kalbinde yadsıyan nice insan var! Herhangi bir Peygambere inanmayın. Hangilerine inanmanız gerektiğini verdikleri meyvelerden anlayacaksınız. O halde, dıştan gelen kıyımlara karşı koyabilmek için, içindeki kıyımlarda sadık ve yürekli ol! İçteki kıyımlarda da krallar ve yönetenler, güçlü yargıçlar var. Bunun bir örneğini Rabbimizin geçirdiği denemede bulursun.
Kitabın başka bir yerinde de şöyle denilmektedir: "Günah ölümlü vücudumuza hükmetmesin. Hükmeden günah olursa, hangi hükümdarlar, hangi günahkar yöneticiler önünde hesap vereceğini görüyorsun, ey insan! Günah ve kötülük sayısı kadar hükümdar vardır ve bizi onların önüne çıkarıyorlar, onların önünde yargılanıyoruz. Bu hükümdarlar hala birçok insanın usunda mahkeme kurmuş durumda. Ancak İsa’ya ait olduğunu söyleyen kişi, bir anda bu hükümdarın gücünü felce uğratır, aklının tahtından indirir. İsa’nın mahkemesinin var olduğu kimsede şeytanın mahkemesi varlığını nasıl sürdürebilir?