4. LUKA PAZARI 14.10.2018
(Pavlus’tan Titus’a Mektup 3: 8-15)
LUKA’NIN 7. HAFTASI 28.10.2018
(İbraniler’e Mektup
9: 1-7)
Bugün Kilisemizde Havarilerin Mektuplarından okunmuş olan pasaj
Havari Pavlus’un İbranilerden gelen Hristiyanlara yazdığı Mektubun
bir parçasıdır. Bu Mektupta Mesih’in Havarisi, İbrani-Hristiyanları,
peygamberler tarafından önceden bildirilen kişinin İsa Mesih’in
olduğuna ve Eski Ahit’in bütün seçkin insanlarından daha yüksek
pozisyonda bulunduğuna ikna etmek istiyor. Aynı zamanda Hristiyan
ayinlerinin İsraillilerin törenlerinden daha üstün olduğunu, Gökler
yerden ne kadar uzaksa o kadar uzak olduğunu söylüyor.
İlk olarak Havari Pavlus Yahudilerin törenleri için kullandıkları
Çadırı anlatıyor. Çadırın en kutsal bölümü “En Kutsal Yer” olarak
adlandırılan bir iç bölmeydi. Perdenin arkasında bulunan bu bölmenin
ortasında altınla kaplı Antlaşma Sandığı bulunuyordu. Bu altınla
kaplanmış sandıkta, içinde herkesin bildiği üzere kırk yıl boyunca
mucizevi bir şekilde çölde İsraillilerin üzerine yağmış olan ve
onları beslemiş olan (Mısırdan Çıkış 16:33) man vardı. Man (Kudret
Helvası) bir altın kapın içindeydi. Aynı zamanda içeride Musa’nın
Sina Dağı’nda Tanrı’dan aldığı, üzerinde ilahi buyrukların yazılı
olduğu Antlaşma Levhaları (Mısırdan Çıkış 31:18)
vardı. Son olarak da Tanrı’nın
Harun’u Kendi Başkahini olarak seçtiğini göstermek için mucizevi bir
şekilde filizlenen Harun’un asası vardı (Tarihler 17:23).
Şimdi bunların Ortodoks Kilisesi’ndeki benzerliklerine bakalım.
Kilisenin altar kısmında Kutsal Altar(Masa) olarak da anılan Kutsal
Sunak var. İlahi Liturji sırasında Çadırdaki gibi kanlı hayvan
kurbanları değil, İsa Mesih’in kansız Kurbanı sunuluyor, O’nun
Kendisi’ni Fısıh Yemeği’nde öğrencilerine sunduğu gibi.
Bunun gibi Kutsal Sunak’ta, üzerinde On Buyruk’un yazılı olduğu
Antlaşma Levhalarını değil, tamamlanmış buyrukları ve Tanrı’nın
Sözü’nü içeren Yeni Ahit’in Kutsal İncili’ni bulunduruyoruz.
Son olarak da İsraillilerin maddi yiyeceği olan man yerine, her
Ortodoks kilisesinin Kutsal Sunak’ında Kutsal Armağan Kabı var. Bu «Göksel Man»
- pekdeğerli hazine olan ve Büyük
Perşembe İlahi Liturjisi’nde hazırlanmış olan, Rabbimiz İsa Mesih’in
Kutsal Bedeni ve Kanı’dır.
Fakat en önemli husus şu, Çadırda başkahin Harun ve onun halefleri (kendilerinin
ve halkın) günahlarının affı için kurban sunuyor olmalarıydı.
Hristiyan Kilisesi’nde ise İsa Mesih, Tanrı’nın Oğlu Başkahindir (bkz.
İbraniler’e Mektup
4:14) ve Kutsal Gizemler’i gerçekleştiriyor. Papazlar ve başpapazlar
İsa Mesih’in kullarıdır; O’na hizmet ediyorlar. Büyük Vasilios’un
İlahi Liturji metnindeki şu cümle karakteristik özellik taşımaktadır:
«Kulların
diyakonları Kendi kutsallığında muhafaza et»
(Luturji’nin son duası). Büyük Vasilios Başpiskopos olmasına rağmen
kendisini ve İlahi Liturji’yi yöneten diğer piskoposları
«kul»
olarak adlandırmayı tercih etmiştir. İsa Mesih’in Başkahin olarak
İlahi Evkaristia Gizemi’ni ve diğer Gizemleri gerçekleştirdiğinin
gerçeğini, papazın veya piskoposun şu şekilde O’na övgü sunması
gösteriyor:
«Sen
– Sunan ve Sunulan, kabul edilen ve dağıtılan, Mesih Tanrımız...»
(Keruvlar ilahisinin duası). Ve Kutsal Paydaşlıktan (Komünyondan)
önce okunan duada:
«Rab
İsa Mesih, Tanrımız, … burada bizimle görünmez bir şekilde bulunan,
kudretli Elinle bize pekpak Bedenini ve pekdeğerli Kanını sunmayı
lütfet, ve bizim aracılığımızla bütün halka".
Yani Piskoposların ve diğer papazların ellerini kullanarak Isa Mesih,
kudretli eliyle, Kutsal Gizemleri ruhanilere
ve halka kendisi veriyor.
Hristiyan bir mümin için ne kadar büyük bir onur ve lütuf!
Mesih’in Kendisi Kendi Kanı kurbanıyla bizim vicdanımızı
ölüme götüren işlerden temizliyor, öyle ki gerçek Tanrı’ya
tapınabilelim (bkz.
İbraniler'e
Mektup
2:14).
Havari Pavlus’un haykırışı ile bitirelim: kardeşlerim, Tanrı’nın
evinden sorumlu Büyük bir Kahinimiz, İsa Mesih bulunmakta, …
bazılarının alıştığı gibi, bir araya gelmekten vaz geçmeyelim; …
birbirimizi daha çok yüreklendirelim (İbraniler’e Mektup
10: 21 ve 25) düzenli ve yorulmak
bilmeden Kilise’ye gelmeye.
|