4. LUKA PAZARI 14.10.2018
(Pavlus’tan Titus’a Mektup 3: 8-15)
(2 KORİNTLİLERE 4:6-15)
Kilisemizde bugün okuduğumuz Elçilerin Mektuplarından alınan pasajda,
Elçi Pavlus diğer konularla birlikte onu hiç bir zaman yıpratamayan
üzüntü ve zulümlerini anlatıyor. Acı çekme sorunu hepimiz için çok
önemlidir. Hayatında dertlerle karşılaşmayan biri var mı ki? İsa
Mesihimiz bizi bu acılara şu sözleriyle hazırlamıştır: «Dünyada
sıkıntınız olacak» (Yuhanna 16:33). Pavlus da Kilise üyelerilerini
şöyle hazırlıyordu: «Tanrı’nın Egemenliği’ne, birçok sıkıntıdan
geçerek gireceğiz.» (Elçilerin İşleri 14:22). Bu evrensel bir
yasadır, hepimiz zorluklarla karşılaşıyoruz. İnsanların en iyileri
ve azizlerin kendileri bile sefalet yaşıyorlardı.
Hatta
Rabbimizin Kutsal Annesi,
O'nun çarmıhta acı çeken Oğlu ve Tanrısı olana baktığında iki ucu
keskin bir kılıç kalbini delmiş gibi acı çekti.
Bu, kırk günlük Kutsal Bebek'i Kudüs Tapınağına getirdiğinde aziz
Simon'un uyardığı şeydi (bkz. Luka 2:35). Bilmeliyiz ki yaşadığımız
sürece büyük ve küçük üzüntülerimiz olacak, herkesin gücüyle
orantılı olarak.
Her birimizin sadece karşılaştığımız her türlü acıya katlanmayı
öğrenmesi gerekiyor. Ciddi bir hastalığa yakalandığımızda sadece "neden
bu benim başıma geldi?" sorusunu sormak durumumuzu iyileştirmeye
yardımcı olmayacaktır. Dünya çok acı çekiyor ve küçük ya da büyük
bir şeyin benim başıma gelmesi doğal değil midir? Aziz Porfirios
Kavsokalivit ve aziz Athoslu Paisios gibi çağımızdaki azizlerin ne
kadar çok illeti vardı? Birçok diğer azizlerde de öyle. Onlara bu
oluyorsa, hastalıkların bizim de başımıza gelmesinde şaşılacak ne
var ki?
Ulusların büyük Elçisi Pavlus'un zorluklarını nasıl aştığını
dinleyelim ki onu örnek alalım. Bugün onun şu sözleri söylediğini
duyduk:
* «Her yönden sıkıştırılmışız, ama ezilmiş değiliz.» (2
Korintlilere 4:8). Bu ayetteki iki Yunanca fiil “sıkıştırılmak” ve “ezilmek”,
ilk bakışta aynı anlama geliyor. Fakat Pederlerin yorumlarına göre,
Pavlus burada önemli bir ayırım yapıyor.
Sıkıntı dış etkenlerden gelir: önemli bir şeyi kaybettiğimizde,
düşmanlardan, nefretten, haksızlıklardan, hakaretlerden ve daha
fazlasından saldırıya uğrarız, bunun gibi, sadece düşmanlardan değil,
aynı zamanda arkadaşlarımızdan, hatta ailemizden de. Bütün
bunlar
başkalarının
hareketi
ile
olur.
Ancak, bu imtihanların bizi ele geçirip onlara teslim olduğumuzda,
yaşadığımız ezilmişlik kendi eserimizdir.
Bu, uyanık olmamız gereken kritik bir andır.
Ve tam olarak burada Pavlus
başarılı olmuştur.
Dertlerle öyle mücadele etti ki, onlar ona acı ve elem vermiyordu.
Sadece üzülmemekle kalmadı, tam tersine neşeliydi. Roma
cezaevinden, Koloselilere aşağıdaki şaşırtıcı sözleri yazıyor: «Sizin
için acı çektiğime şimdi seviniyorum.» (Koloseliler 1:24).
* «Şaşırmışız, ama çaresiz değiliz», Elçi Pavlus mektubunda
bu sözleri ekliyor (2 Korintlilere 4:8). Başka bir deyişle, bazen
çıkmaza düşüyoruz, fakat ümitsizliğe kapılmıyoruz. Üstesinden gelmek
ve zorluklardan kurtulmak için başka yollar bulmaya çalışıyoruz.
Kutsal Ruh'un ilhamıyla karşılaştığımız bütün dertler için doğru
mücadele yolunu bulabiliriz.
* «Kovalanıyoruz, ama terk edilmiş değiliz» (2 Korintlilere
4:9).
Elçi Pavlus'un maruz kaldığı zulümler, nerede olursa olsun, sık sık
yapıldı.
Onu sopalarla dövdüler, taşladılar, mahkemelere sürüklediler,
zindana attılar... Ancak o, hiçbir zaman cesaretini kaybetmedi. Her
zaman yanında kendisini destekleyen ve güçlendiren Mesih'i hissetti;
örneğin
daha önce maruz kaldığı dayaklar nedeniyle yaralanmış olduğu
Filipi'deki zindanda, dua ediyordu ve yoldaşı Silas ile Tanrı'yı
övüyordu!
Bazen Tanrı, umudunu O'na bağlayan insanları korumak için mucizeler
bile gerçekleştirir.
Tanrı'nın, Pavlus ve Silas'ı o gece Filipi'deki cezaevinden
kurtarması bir mucize değil miydi?
Bu iki Elçi Tanrı'ya övgüde bulunduğunda, güçlü bir deprem oldu,
hapishane kapıları kendileri açıldılar ve tüm mahkumların zincirleri
düştü. (bkz. Elçilerin İşleri 16:5–26).
* «Yere yıkılmışız, ama yok olmuş değiliz» (2 Korintlilere
4:9).
Burada Pavlus, her biri rakibinin düşmesi ve yere dokunması için onu
yatırmaya çalışan güreşçilerin örneğini kullanır. Elçi diyor ki biz
düşüyoruz ama direniyoruz ve mücadelede mağlup olmuyoruz.
Elçi Pavlus, düşmanlıklar, zulüm, adaletsizlik, hastalıklar ve diğer
nedenlerden dolayı, yaşamımız için gerekli olan şeylerin
eksikliğinden kaynaklanan her türlü acıya nasıl dayanabileceğimiz
konusunda bize bir örnek olsun.
Sürekli çaba ile son zafer noktasına kadar mücadele ile; sabır ve
ciddi bir dua ile Yüce Rabbimiz'e iman ettiğimiz cesaret ve inançla
bu yaşamdaki tüm üzücü olaylarla yüzleşelim. Aynı zamanda da, Tanrı
dayanabileceğimizden fazla acı çekmemize müsaade etmeyecek fakat «Dayanabilmeniz
için denemeyle birlikte çıkış yolunu da sağlayacaktır» (bkz. 1
Korintlilere 10:13).
|