Luka’nın 11.
Pazarı
VAAZI |
4. LUKA PAZARI 14.10.2018
(Pavlus’tan Titus’a Mektup 3: 8-15)
(Luka Kutsal İncili 14: 16-24, Matta Kutsal İncili 22:14)
İsa, başkalarıyla birlikte bir ferisi önderi tarafından davet
edilmiş olduğu ziyafet sırasında, bugünkü İncil okumasında
duyduğumuz büyük şölen benzetmesi anlattı. Onunla birlikte yemek
yiyen birinin söylediği şu sözlerin vermiş olduğu fırsatı
değerlendirdi:
«Tanrı’nın Egemenliği’nde yemek
yiyecek olana ne mutlu!» (Luka Kutsal İncili 14:15).
Rab, Tanrı Krallığını, herkesin katılmak istediği büyük
ziyafet ya da akşam yemeğine benzetiyor. Burada onlar, sevecen Baba
Tanrı’nın hazırladığı rızıkların tadını çıkarabilirler. İşte, O, bir
kulunu en soylu ve saygın insanları çağırması için
gönderiyor.
Ama her biri özür dileyerek gelmemek için
bahaneler buldu. Birincisi ona:
«Bir tarla satın aldım, gidip görmek zorundayım.»
dedi. Akılsızca bir bahane! Toprağı satın alırken ona hiç
bakmamış mıydı? İkincisi:
«Beş çift
öküz
aldım,
onları
denemeye
gidiyorum.»
diye
cevap
verdi.
Bunu
daha
sonra
yapamaz
mıydı? Üçüncüsünün
cevabı
ise
buydu:
«Yeni
evlendim,
bu
nedenle
gelemiyorum.».
Onu
neşe
dolu
bir
yere
davet
etmişler,
eşini
de
yanında
götürme
imkânı
vardı!
Hepsinin
ortak
bir özelliği
var:
Böyle
büyük
bir
ziyafet
hazırlayan
Sahibin,
onları
davet
ederek
kendilerine
verdiği şerefi
takdir
etmemişlerdi.
Rab, İsraillileri çağırdığında,
O’na
da
aynısı
oldu.
O,
yeryüzüne
inip
insanları
O’na
inanmaya
ve
O’nun
Göksel
Egemenliğine
girmeye
davet
eden
Tanrı’nın Oğluydu!
Onlar
ilk
davet
edilenlerdi
fakat
bu
daveti
reddettiler.
Rab
tarafından
Kendi
Kutsal
Kilisesi
aracılığıyla
sunduğu
rızıkların
tadını çıkarmaya
davet
edilen
ve
farklı
nedenlerle
bunu
reddeden
diğer
insanlar
da öyle.
Göklerdeki
Kendi
Krallığı
dışında,
Rab,
Hristiyanları,
burada,
dünyada
hazırlamış
olduğu
başka
yüce
Ziyafet’e
davet
ediyor.
Bu, İsa,
Büyük
Perşembe’nin
gecesinde
tutuklanıp
Golgota’ya
götürülmeden
hemen önce öğrencileriyle
ilk
kez
konuştuğu
Son
Akşam
Yemeği.
Bu
Gizli
Akşam
Yemeği,
asırlar önce
olduğu
gibi,
bütün
Hristiyanların
her
zaman
O’na
katılabilmesi
için
bugün
de
sunuluyor.
Anlıyoruz
ki:
bu,
her
Pazar
günü
ve
bayramlarda İlahi
Liturji
sırasında
gerçekleşen
Rabbin
Kutsal
Paydaşlık
Gizemidir.
Bu
ziyafet
sırasında
Rab,
Kendisi’ni
O’na
gelenler
için
yemek
olarak
ilan
etti:
«Alın,
yiyin.
Bu
Benim
Bedenimdir.
»
ve «Hepiniz
bundan
için, çünkü
bu
Benim
Kanımdır,
günahların
bağışlanması
için»
(Matta Kutsal
İncili 26:26-28).
Böyle Tanrısal yemek ile beden de ruh da bütün günahlardan
temizleniyor. Kutsal Armağanlar Hristiyanları Mesih ile
birleştiriyor ve onların Göksel Egemenliğe paydaş olmaları güvence altına alınıyor. Bu, İlahi Liturji duasında
özellikle vurgulanmıştır (Rabbin Duasından
(not: ‘Göklerdeki Babamız
duasından) önce okunuyor):
«Ya Rab, ... bu kutsal ve manevi sunağındaki göksel ve
müthiş Gizemlerine, arınmış bir vicdanla, günahlarımızın
affı, suçlarımızın bağışlanması, Kutsal Ruh’un
paydaşlığı, Göksel Krallığın mirası … için Kendine layık hale getir bizi...»
İnsan hayatında Kutsal Paydaşlık Gizemi’ne katılmaktan
daha büyük bir gerçeklik yoktur ve Kutsal Armağanların paydaşları olarak yaşamaktan daha
büyük esenlik ve mutluluk da yoktur. Bu yüzden Mesih ile olan
bağları dolayısıyla elde ettikleri lütufların kıymetini anlayan
müminler, her Pazar bütün işlerini bırakarak Kiliseye gitmeye acele
ederler. Burada onlar, onları bekleyen ve onlara Kendi büyük
lütuflarını sunan Rab İsa Mesih’le buluşuyorlar.
Burada, dünyada Mesih ile birleşmiş olan bizler, Onun İkinci
Gelişinde:
«Sizler,
Babam’ın kutsadıkları, gelin! Dünya kurulduğundan beri sizin için
hazırlanmış olan egemenliği miras alın!»
(Kutsal Matta
İncili 25:34)
sözlerini duymaya layık olacağız. Âmin.
|