Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri

ÖZEL GÜNLER VE BAYRAMLAR

 

KUTSAL PASKALYA PAZARI

 

 

 

İncil
Yuhanna : 1 ; 1 – 17


AZİZ YUHANNA İNCİLİNDEN ALINAN SÖZLER;

1Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz
Tanrı’ydı. 2Başlangıçta O, Tanrı’yla birlikteydi. 3Her şey O’nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şey O’nsuz olmadı.4Yaşam O’ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı. 5Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi.
6Tanrının gönderdiği Yahya adlı bir adam ortaya çıktı. 7Tanıklık amacıyla, ışığa tanıklık etsin ve herkes onun aracılığıyla iman etsin diye geldi. 8Kendisi ışık değildi, ama ışığa tanıklık etmeye geldi. 9Dünyaya gelen, her insanı aydınlatan gerçek ışık vardı. 10O, dünyadaydı, dünya O’nun aracılığıyla var oldu, ama dünya O’nu tanımadı. 11Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O’nu kabul etmedi. 12Kendini kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı’nın çocukları olma hakkını verdi.
13Onlar ne kandan, ne beden ne de insan isteğinden doğdular; tersine, Tanrı’dan doğdular.
14Söz, insan olup aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğlun yüceliğini gördük. 15Yahya O’na tanıklık etti. Yüksek sesle şöyle dedi:“‘Benden sonra gelen benden üstündür. Çünkü O benden önce vardı’ diye sözünü ettiğim kişi budur.”
16Nitekim hepimiz O’nun doluluğundan lütuf üzerine lütuf aldık. 17Kutsal Yasa Musa aracılığıyla verildi, ama lütuf ve gerçek İsa Mesih aracılığıyla geldi.

İNCİL AÇIKLAMASI ;
KUTSAL PASKALYA PAZARI
İsa Dirildi –El Mesih Kam (Yuhanna 1 : 1 –17)
Yıllarca bu iki kelime kalbi heyecanlandırıp, sevinç ve mutluluk fışkırmasına yetiyor. Hiçbir esenleşme bundan daha şiddetli olamaz “Mesih Kam – Mesih Dirildi” keza buna verilen cevapta aynı derecede mutluluk verici “Hakkan Kam – Gerçekten Dirildi” Her birimiz küçüklüğümüzden beri bu mutluluk verici sözleri hatırlarız. Mümin olmayanlar bile Rabbin bu gününde sevinç dalgalarıyla Kiliseye giderek bu günün gereklerini yerine getirirler. Bu durumda insanların dargın olduğunu hayal etmek zordur. Aksine birbirleriyle sarılıp selamlaşırlar. Birbirlerini kardeşçe kutlar. İşte Bayramların bayramı ve mevsimlerin mevsimi olarak adlandırılan Fısıh Gününün gerçek özelliği budur. Bu kutsal günde cehennemde olan günahlıların acıları hafifler ve güneş sevinçler rakseder.
Rab İsa Mesih’in dirilişinden ve sonra da kokular taşıyan kadınlara görünüp onlara “Sevinin” demesinden yaklaşık ikibin yıl geçti. Bu güne kadar bu sevincin kimse bizden alamadı. Ve sonsuza kadar da bu sevinç biz de kalacaktır. Hıristiyan âlemi bu bayramı mutlulukla karşıladığı sürece bu sevinç diri kalacaktır.
İlk insanlar günah işleyip cennet mutluluğunu kaybettikleri zaman Yüce Allah onları sıkıntı ve ümitsizlik içinde bırakmak istemedi. Aksine onlara Kurtarıcının geleceğini vaat etti. Böylece vakit tamamlanınca Allah’ın biricik oğlu İsa Mesih Bakire Meryem’den vücut bularak yeryüzüne geldi, ve bize imanın ve ahlakın en güzel yasasını verdi. Bu Yasanın nasıl yerine getirilmesi gerektiğini, biz günahlılar için kendini bir fidye olarak takdim etti ve haç üzerinde kutsal kanını akıtarak kendi şahsiyeti ile bizlere örnek oldu.
Mesih İsa’nın düşmanları, onu kurtarıcı olarak kabul edilip onu helak ederek amaçlarına vardılar.
Bununla beraber, bütün bu olayları görmek için toplanan halk olanları görünce göğüslerine vurarak geri döndüler.(Luka 23:48) Fakat yüzbaşı ile İsa’yı takip edenler depremi ve öbür olayları görünce dehşete kapıldılar. Bu gerçekten Tanrı’nın oğluydu dediler.(Matta 27:54)
Havariler de korkuya düştüklerinden hepsi kaçtılar. Bir araya geldiklerinde Yahudilerin korkusundan kapıları kilitliyorlardı. (Yuhanna 20:19) Keza Yahudilerde Cumartesi gününe rastlayan Fısıh Bayramını korkuyla karşıladılar. Mesih’in diriliş haberi şehirde yayılıp duyulunca ya kadar bu büyük bayram rahat geçiyordu. Ama İsa’nın cesedinin mezarda olmadığı duyulduğu zaman bazılarının korkularının ve diğer bazılarının sevincini anlatmaya kelimeler yetmez. Daha önce peygamberlerden bazıları göğe alınmış bazısı ölülerden diriltilmişti. Ama birisinin kendi gücüyle dirilmesi duyulmamış ve hiç kimsenin gücü buna yetmezdi. Bu nedenle halk arasında kargaşa oldu. Bazıları bu habere inandı, bazıları ise bunu örtbas etmeye ve diğerlerinin akıllarını çelmeye kalkıştılar. Oysa havariler de Mesih’in ölümüyle, İsrail’in kurtuluşuna ilişkin ümitleri zayıflamıştı.(Luka 24:21) Fakat gerçekte Mesih ölümüyle ölümü yok etti. Dirilişi ile de bütün ölülerin dirilişini başlattı. Çünkü bütün insanlar Adem vasıtasıyla ölümlü oldular, Mesih vasıtasıyla da yaşama kavuşacaklar.(I.Kor.15:21-22)
Mesih’ten önce ölüm diyarına inmiş olan her insan hatta en büyük azizlerde dahil, şimdiden sonra Mesih’e iman eden herkes, diriliş ümidiyle ölecek ve göksel babanın krallığında güneş gibi parlayacaktır. Bu gün elimizde taşıdığımız mumlar bunu ifade eder. Aziz Pavlus’a şu sözleri söyleten de budur: “Ey ölüm zaferin nerede, ey ölüm dikenin nerede. Eğer Mesih kıyam etmemiş olsa bizim müjdelerimiz ve imanımız batıldır ve insanların en kötümseri olurduk. Fakat İsa ölülerden dirildi. Bizle de dirileceğiz. Mesih kam .
“Rab neden yeryüzünde ölümü yok etmedi?
Mesih ölülerden dirildi ve ölümü ölümle yendi.”
Eğer Mesih ölümüyle ölümü yendiyse, neden hala insanların öldüğünü görüyoruz? Ölüm üç şekilde olur Bedensel ölüm, Ruhsal ölüm ve ebedi ölüm Bedensel ölüm, ruhun bedenden ayrılmasıyla olur. Bu tür ölümü Hz. Davut şöyle tanımlar: ‘Soluklarını kesince ölürler ve toprak olurlar’(Mezmur 103:29) Ruhsal ölüm ise, Allah’ın nimetinin ruhtan ayrılması şeklinde olur, zira nefis yalnızca kutsal ruhun nimetiyle yaşam bulur. Bu tür ölüm karanlığın her yanı kaplayıp nura yer kalmaması misali, rabbin nimetini nefisten uzaklaştırıp günah vasıtasıyla oluşur. Ebedi ölüm ise, akıllı yaratığın, doğrular safından ayrılması ve adının diriler safından silinmesidir. Hz. Davut’un söylediği gibi: Yaşam Kitabından silinsin adları, doğrularla yan yana yazılsınlar. (Mezmur 69:28) Rab İsa Mesih ölümün iki türünü yok etti, ruhsal ölüm ile ebedi ölüm. Tövbe ile İsa Mesih’e doğru yönelin zira günahlıları bu iki tür ölümden yalnızca O kurtarıcıdır.
Ama bedensel ölümü, hayat veren Rab son gününe kadar bıraktı. Rab neden bu ölümü bıraktı? Madem ki bu acı son bizi bekliyor öyleyse ne ile teselli bulacağız? Ne yararı olur senin için dökülen kanım, ölüm çukuruna inersem. (Mezmur 30:10) Tanrısal yasayı tenkit etmek bize caiz değildir. Sen adilsin ya Rab, Hükümlerin doğrudur. (Mezmur 119:137) Her zaman Rabbin kudretiyle her şeyi bizim iyiliğimize ve hikmetle yaptığını hatırlamalıyız. Yeryüzünde ölümü baki kılmakla bize büyük bir merhamet sunmuştur. Bununla bizi günahtan uzaklaştırır.
Çünkü ölüm günahtan doğmuştur. Şehvetle gebe kalır ve günahı doğurur, günahtan da ölüm ürer.(Yakup 1:15) Günah meyvesinden tanınır. Hz. Yakup sevdiği oğlu Yusuf’un kanlı gömleğini görünce şöyle bağırdı: ‘Eyvah vahşi bir hayvan oğlumu parçaladı.’ Bizlerde ölümü şöyle düşünmeliyiz: ‘Vahşi bir hayvan yani günah insanoğlunu parçalayıp helak ediyor.’
Kurtarıcımız Mesih kötü ahlakımızı ıslah etmek için yeryüzünde ölümü bıraktı. Her şeyi gören kudretli Rabbimiz hayvani şehvetiyle insanın hayvana benzediğini gördü. Bu nedenle günahlara devamlı şöyle haykırır: At yada katır gibi anlayışsız olmayın (Mezmur 32 : 9)ölüm vasıtasıyla Rab insanların günah işlemeye olan meyillerini hafifletir. Suç işlemeye meyilli olanları idam sehpasıyla korkutan hakim gibi, Rab da ölümle bizleri günaha düşmekten ve kötülük yapmaktan uzaklaştırır. Ölümü baki kılmakla insanların kibirlilikleri alaşağı edildi. Ölüm olmasaydı, büyüklenenler her şeyi yapmaya cesaret bulurlardı.
Büyük İskender nice krallıkları yıktı, orduları yendi, insanlara korku verdi. O kadar büyüklendi ki, ahmaklığın en ileri derecesine vararak kendini İlah ilan etti. Bu şahıs eğer devamlı yaşasaydı ne tür kötülükler yapacağını siz düşünün. Bu şahıs, doğuyu bir elimle, batıyı diğer elimle alıp sıkacağım demişti. Oysa ölüm her fani gibi onu da genç yaşta alıp götürdü. Kutsal kitabın söylediği sözler bu şahısta alıp gerçekleşti şöyle ki: ‘Siz ilahlarsınız diyorum. Yüceler Yücesinin oğullarısınız hepiniz. Yine de insanlar gibi öleceksiniz, sıradan bir önder gibi düşeceksiniz.’ (Mezmur 82:6)
Bedensel ölüm Rab, fakirlerin, yaşlıların ve hastaların tesellisi için bıraktı. Zira bunlar ölümde rahat bulurlar.

 

 

21-4-2014 tarihinde yazéldé.

21-4-2014 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN