Fr. Zacharias Kerstyuk
Bu yazı, Moskova Patrikhane’sine bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi dış ilişkiler bölümünde çalışan Rahip Zacharias Kerstyuk’tan geliyor. Peder Zacharias Tripoli’de ki (Libya) Ukrayna Elçiliğinde bulunan St. Andrew Kilisesi’nin Cemaati ile ilgileniyordu, fakat şu anda İspanya’da hizmet ediyor.
Bir Műslűman
O bir türk, bir gemi kaptanı ve dünyayı dolaşıyor. 49 yaşında ve hayatının 25 yılını denizlerde, zaman zaman çok zor şartlar altında geçirmiş. Beş yabancé dil konuşan zeki bir insandér.
Denizde
Bu baharda gemisi Atlantik’te arızalandı. Motoru durdu, jeneratörler de çalışmadı.
Uzun süre rastgele sürüklendiler ve ne yazık ki yardım sinyali de göndermemişler. Yiyecekleri ve içecekleri kalmadı ve gemiciler alarma geçtiler. Herşeyi denediler ama başarısız oldular. Umitsizdiler. Gemide 30 gemiciden fazla vardı, Gürcü’ler, Suriyeli’ler, Türk’ler ve iki Ukraynalı. Hepsinin tek umudu Tanrı’ydı.
Dua
Müslüman Kaptan dua etmeye başladı. O ana kadar Ortodoks Gürcü’lerin nasıl dua ettiğini görmüştü. Kendisi Isa Mesih’e hitap edip “ Eğer İsa bana yardım ederse, ben de Hristiyan olacağım” diye karar verdi. Gűn bitmeden geminin motorlaré yeniden çaléşmaya başladé.
Az da olsa çalıştırdıkları motorlarıyla Cezayir’e ulaştılar, fakat liman onları kabul etmedi. Sadece yiyecek ve içecek almalarına ve bölgede demirlemelerine izin verdiler.Tüm ay gemi şirketinden yedek parçaların gelmesini beklediler. Gemi sahiplerinden yardım gelmesi için daha fazla beklemek istemediler. Uluslararası Denizcilik Örgütü de en yakın Avrupa noktasına geçmelerini istedi. Ve Cartagena’ya (İspanya) geldiler. Gemi, yakıtı kalmadığı için limana 5 mil uzaktayken durdu ve büyük güçlükle limana çekildi.
Vaftiz
Gemide Ukrayna’lılar vardı ve ben de Ukrayna’lıyım, dolayéséyla benle iletişim kurdular ve gemideki anormal durumdan bahsettiler. Gemiye gittim önce diğer Ukraynalı’lar ile tanıştım . Onlar beni diğerleriyle tanıştırdı. Kaptan ile Ortodoks’luk ve Tanré hakkında uzunca konuştuk. Ve onun çok ciddi ve bilinçli bir şekilde kararlı olduğunu anladım.
Kaptanla 3 kez hazırlık görüşmeleri yaptım. Bu önemli adémé atmadan önce eşinin iznini almasé şartté. Bu insanlar İslam’ın içinde doğmuşlardı ama onu sadece yüzeysel yaşamışlardı. Ortodoklar arasénda da öyleleri var.
Kaptanın eşi kocasénén kararını kabul ettiğini söyledi.
Kaptan bana, “ Ortodoks olmak istiyorum, İsa bana yardım etti, benden istenen her şeyi yapacağım; çünkü inanıyorum” dedi. İçindeki bu inancı görünce onu Akdeniz’de vaftiz ettim.
O bana;” İslam’da hiçbir zaman Tanrı’nın varlığını algılamadım ve hissetmedim, fakat İsa’yı kalbimde hissediyorum”dedi. Ve ondan sonra ki pazar Kaptan ilk defa Komünyon almak için geldi.
Tayfa
Kaptan,diğer arkadaşlarını ayine davet etti ve bunlardan altısı Kominyon aldılar. Uzun zamandır bu kadar özveri ile Komünyon alan kimseyi görmemiştim. Su anda gemidekilerden 2 denizci daha vaftiz olmak istiyor. Onları hazırlayıcı konuşmaları yapıyoruz ve umarım önümüzdeki hafta vaftiz edeceğim onları da.
Kaptan ile ilk konuşmamda ona sordum, “ aldığın karardan dolayı Müslüman denizcilerin senin boğazını kesmelerinden korkmuyor musun?” O “ Ne olacak, geceleri uyurken kapımı daha séké kilitlerim.” diye cevap Verdi.
Müslüman denizcilerle ilk konuşmamda, beni korkutacak kadar kötü baktılar bana. İkinci toplantı daha kibar, üçüncü toplantı ise çok daha kolaydı. Onların sorularını cevapladım. Hayat hakkında konuştuk, şaka yaptık ve onlara önerdiğim haçlaré gösterdim.
Haç’ları alép taktélar ve birbirleriyle şöyle konuştuklarını duydum; “belki doğru, İsa yardım etmiş olamaz mé?” Onları tekrar görmeye gittiğimde Suriyelilerin ve Türkler’in daha önce taktéklaré Haç’ları boyunlarında hala taşdéklaréné gördűm. Ölümün eşiğinden geçmiş olarak şimdi duyguları daha çok anlam kazanmıştı.